31 Ekim 2006 Salı

Düşünün henüz yaşınız iki,elinizde bir örgü şişi var ve onu prize sokmakla sokmamak arasında bir seçim yapmanız gerek.Buna benzer bir seçim yaptım bugün işimle ilgili ,sanırım şişi prize sokmaya benzer bir karar vermiş oldum.Görüyorum ki seçim yapmayı öğrendikçe seçim yapmamızı daha da zorlaştıran doğal bir sistem var.Formüle edilemeyen,hepimiz için farklı işleyen,aynı girdilerle kişiye göre farklı çıktılar üreten bir sistem.

3 Ekim 2006 Salı

Öğretmen ödev vermişti,olay bilindik herkes tahtaya kalkıp konusunu sınıfa karşı anlatacak.Benim konum ay tutulmasıydı ve üç beş satırlık bir konuydu.Reytingi düşük bir konu olduğu için dergiyi hazılayan kurul pek önemsememişti konuyu sanırım.Neyse ertesi gün kalktım anlattım ay tutulmasını,daha doğrusu ezberden okudum.Sonra öğretmen sınıfa sorusu olan var mı diye sordu,sadece sormuş olmak için.İlkokul öğrencilerine has o gerizekalı refleks ile sınıfın yarısı parmaklar havada sıralardan yerlere döküldü.Birkaç tanesi söz alıp aynı sorunun farklı varyasyonlarını sordu.Bende hepsine ezberlediğim üç beş satırı tekrar tekrar okuyarak cevap verdim.Onlar soru sormuş olmak için sormuş ,bende cevap vermiş olmak için cevap vermiştim.Öğretmen de konu işlenmiş olsun diye işlettirmişti.Konuyu anlatacağıma tahtaya kalkıp sübhaneke okusam kimse farketmeyecekti aslında.Farketsede kimse birşey yapmayacaktı zaten, henüz dokuz yaşındaydım ve en az diğerleri kadar gerizekalıydım.Türkçem orta,matematiğim geçerdi.