25 Haziran 2005 Cumartesi

İlk iş görüşmemdi.
Bir odada 9 kişiydik.Herkes en süslü laflarını sarf ediyor söz hep en son bana geliyordu.
Mülakatı yapan geveze adam "En belirgin özelliğiniz nedir?" diye sormuştu.Bende herkesi dinledikten sonra "Buradaki herkesden daha samimiyim" demiştim.Bir anda hiç düşünmeden çıkmıştı ağzımdan,halbuki farklı bir pazarlama stratejim vardı.Bir hafta sonra sonuç hakkında haberdar edilmek üzere sözleşerek çıktık odadan.Kara kara düşünmeye başladım sonra.Söylemek istediğim bu değildi aslında,samimiyetsiz bunlar hocam hepsi rol kesiyor demeye getirmiştim lafı istemeden.Hay dilini eşşek arıları soksun die söylenerek geçti bir hafta.Sonra aradılar,kabul edilen üç kişiden biriydim.

22 Haziran 2005 Çarşamba

Yastığa başımı koyduğumda o kadar çok konuşuyorum ki kendimle,uyuyamıyorum.Kendimle muhatap olmamak için,kendimle konuşmaya başlamadan önce sızıvermek için olabildiğince geç yatıyorum.Formülünü çıkarttım ben bunun ortalama 3 bilemedim 3,5 saat uyursam,gözlerim kaymaya başladığında hemen yatarsam kendimle karşılaşmadan uykuya dalabiliyorum.Anlattıklarım o kadar sıkıcıki,başka biriyle çok güldüğüm birşeyi birbaşkasına anlattığımda aynı tepkiyi alamamak gibi geliyor bazen.

21 Haziran 2005 Salı

Düdüğün içindeki küçük boncukla mause'un içindeki topu birbirine benzetiyorum.Boyutları,fonksiyonları ve kullanım alanları çok farklı olmasına rağmen...
Optik düdük diye birşey var aklımda ama öyle birşey yok aslında.

18 Haziran 2005 Cumartesi

Saçımdaki ilk beyaz telle karşılaşınca biraz korkmuştum ama şimdi geçti.Dökülüyor diyede telaşlanmıştım bir aralar,ama üzerinden bir hayli vakit geçmesine rağmen hala kafamda yeterince saçımın olması paranoyak olduğumu gösteriyor.Ama şimdiki durum biraz farklı,açık seçik beyaz bir tel buldum kafamda,bembeyaz.

13 Haziran 2005 Pazartesi


Telaşa mahay yok,herkese yetecek kadar var.

9 Haziran 2005 Perşembe

İşten çıkmış eve gidiyordum.Meyve suyu almak için bakkala yönelmiştim.Tam bakkaldan içeri girmek üzereydim ki,çevredekilerin şaşkın bakışları arasında geri gönüp karşıdaki diğer bakkala girdim.Çünki orada aynı meyve suyu daha ucuzdu,onun yanınada 3 tane çokomilk.Biri bana,biri kardeşime, bir tanede valideme.Çevredekilerin aynı şaşkın bakışları arasında bakkaldan çıktım,henüz 10 adım atmamıştım ki kardeşimin şehir dışında olduğu aklıma geldi.Yüzümde çiçekler açtı ,demek ki payıma 2 çokomilk düşüyordu.Günün en keyifli anı bu kadar basit bişeyden kaynaklandı işte,basit insanların basit mutlulukları herşey bundan ibaret,evet.

8 Haziran 2005 Çarşamba

Beynimi yıkatmaya karar verdim ben.
Böyle olmaz,bu hayat bu kafayla çekilmez...

6 Haziran 2005 Pazartesi

Hiç sarhoş olmadım,24 yıldır ayık geziyorum.Düz bir çizgide yürümek buna rağmen zor,hep zikzak hep zikzak...

5 Haziran 2005 Pazar

Hayat bilmez
Ölür sessiz sakin
Ötenezi ister
Hasta kalbim...