31 Aralık 2005 Cumartesi

Sevgili 2006,

Gelmene 1 gün kala,biliyorum biraz geç oldu ama sana bu satırları yazmaya kendimi mecbur hissediyorum.Çok daraldım,çok bunaldım 2006.Bıktım Noel babalı maillerden,telelevizyonda Nimet abla'yı seyretmekten.Durum bildiğin gibi değil,geleceksen gel artık.Gel ama sorun istemiyorum peşinen söyleyeyim ha ona göre .Huyun suyun 2005 gibi olmasın hiç uğraşamam,halim yok.Hiç birşey beklemiyorum ayrıca senden sağlıkta getirme,mutlulukta,huzurda.Kim ne istiyorsa getir ama bana hiçbir b.k getirme,bana hiçbir şey getir sadece.Hiçbir şeye ihtiyaç duymamak gibi olsun,hiçbir iz bırakmamak gibi birşey.Yalnız başına ölmek gibi bişey.

Hasretle gözlerinde öperim.

Sevgilerimle
Hiç kimse

18 Aralık 2005 Pazar

Zaman o kadar hızlı akıyor ki,dün dediğim şey aslında çoook geçmişte kalmış gibi.Dedemin 50 yıl önce dediği şey benim için 150 yıl önce sanki."Hey gidi hey,eskiden şu şöyleydi" demeye çekiniyorum bu yüzden benden yaşça çok büyük insanların yanında."Ulan yaşın ne,başın ne.Ne konuşuyosun sen zibidi" derler adama.Ama öyle,zaman öylesine hızlı ki onların birkaç günü benim birkaç saatim.Dedemin 74 yaşı benim 24 yaşım.Yetişemiyorum.Uykuya bu kadar direnmem hep bu yüzden,bu yüzden arkadaşımı birkaç aydır görmediğimi farkedememem.

13 Aralık 2005 Salı

Evet çok işim vardı,eğitimlerim vardı haftasonu rezil olmuştu.Hasta oldum birde üstüne,gömlekle gezdim buna rağmen şirket bahçelerinde çivi çiviyi söker hesabı.
Hiçbişey dokunmuyorda sümüğümün akması çok zoruma gidiyor.Kağıt mendil kullanamayan biri olarak,masamla lavabo arasında mekik diplomasisi yapıyorum.( Bu lafı çok seviyorum ben iyiki kullanmışım,mekik diplomasisi.Uzay mekiği gibi.he hey ) Çocukken herşey çok kolaydır,koluna sürersin sümüğünü olur biter.Bilekte oluşan sümüğe bağlı yaraların sızısı ise hala yüreklerdedir.Herneyse fazla uzatmayalım,işte merakla beklenen mutlu olma bahanelerim;

1-Dedeevinde çinko çatının yağmurda çıkardığı sesi dinlemektir,akabinde tatlı bir uykunun bastırmasıdır.
2-Her duyulduğunda insanı sigara yakmaya iten şarkıdır.
3-Boztepe'den şehre bakmaktır.
4-Yatıya kalan arkadaşlara pijamalarını vermektir.
5-Gecenin köründe sıcak ekmek almak için fırın aramaktır.
6-Arkadaşlarla nargileye gitmektir ve ardından üste başa sinen mayhoş kokudur.
7-Baş ağrısı olmadan uyanmaktır.
8-Uzun yolculuktur,yolüstü lokantalarında çorba içmektir.
9-Yaylaya çıkmaktır,orada tırmanabileceğin en yüksek yere tırmanıp gökyüzüne herkesden daha yakın olmaktır.
10-Mutluluğu tanımlayabilecek 9 tane örneğimin hala olmasıdır.

Şıpsevdi sakızlarından çıkan aşk tanımlarına benzedi bu.

Eğer birilerine topu atmak adetse
silenzio olsun,çamurdan olsun.

5 Aralık 2005 Pazartesi

Tanımadığı insanlara abi,amca,teyze,abla diye biraz daha yaşlıcaysa nine,dede diye hitap eden oldukça samimi insanlar olduğumuz kanaatindeyim.Beyefendi demeye çalışmışız mesela olmamış,becerememişiz.Bize özgü değil çünki,ne olmuş sonuç Bey amca olmuş.Hanım abla'da onun gibi mesela.Dünyada böyle başka bir millet yok sanırım,varsa çıksın karşıma biz varız desin.