28 Mayıs 2006 Pazar

Sabah 07:30 suları fırladım yataktan işe geç kaldım diye.Koşturmaya başladım evin içinde telefon elimde,kimi arayacaksam artık.İnsanlar genelde gömleğini arar,çorabını giymeye çalışır.Tuhaflık bende ki mutfağa koştum ,tam buzdolabının yanına vardığımda haftasonu olduğunu hatırladım,iple çektiğim dört gözle beklediğim.İşini çok seven işkolik biri değilim, kafamda mesaiyi bitirememişim demek ki.
Bir cumartesi sabahı,elimde beslenme çantası okula gittiğimi bilirim,validem sağolsun.Nasıl bir telaşla uyandırmışsa artık beni uykudan,bana bile unutturmuş cumartesi olduğunu.Bu hal kalıtımsal bizde,nesilden nesile aktarıyoruz.Bunlar bir yana burda asıl mevzu,kafanın darmadağınık olduğu anlarda neden buzdolabına koştuğum.

20 Mayıs 2006 Cumartesi

Akşamları eve geldiğinde aç olmadığın halde ,neden ilk önce buzdolabını kontrol ediyorsun.Çok uykum var dediğin halde,neden uyumuyorsun.Kendi kendinle süreli konuşup kavga ettiğin halde,neden bu kadar suskun ve sakinsin.Söyleyecek çok şeyin olduğu halde,neden iki lafı bir araya getiremiyorsun.Kabuğuna çekil,içine kapan.Tavşan ipi göğüsledi çoktan!

12 Mayıs 2006 Cuma

Eğer yazın bir tadı varsa kesinlikle cacığın tadına benziyor olmalı.

2 Mayıs 2006 Salı

Belki hakkında konuşacak kadar şey hatırlamadıklarından,belki de sana dair anlatılanların hakkında konuşulacak kadar detaylı olmayışından.Tam söylenecekken unutulan şeyler gibi "Ben birşey daha söyleyecektim ama... Neyse unuttum" denilip geçileceksin.

Sen güzel bir rüyasın,uyanmadan az önce unutulan.