9 Şubat 2006 Perşembe

Cebinde çakısı,çekeceği,anti-em'i,çengelli iğnesi hiç eksik olmayan bir adamdır benim dedem.Eski adamdır,öyle derler oralarda.Dünya ilgi alanı dışındadır,çiftçi olmasından ötürü biraz ağaçla,otla,toprakla ilgilenir o kadar.O da yazdan yaza.Eskiden süpürge satardı pazarlarda,hani şu el süpürgeleri varya onlardan.Satmıyor artık yaşı ilerledi,teknoloji çok gelişti.(Artık Arzum Onan var,onun vızırvızırı var)Lakabıda oradan gelir,pek sık kullanılmasada.Bu lakab yazları yanına gittiğimde "sen kimlerdensin delikanlı ?" sorusuna en net cevaptır.Onu herkes tanır,eski adamları herkes bilir. İstanbul'a gelir arada, sıkılır sıkılır döner.
İşte dedemin olmayan hayat felsefesini bu ziyaretlerinden birinde farkettim.Yine sıkılmıştı hava almak için dışarı çıkmıştık,çok kalabalık bir caddede kaldırımın en yavaş yürüyen ikilisiydik.Moralim bozuktu,canım hatırlamadığım bir şey yüzünden sıkılmıştı.Hiç konuşmadan yürüyorduk.Kara kara düşünüyordum.Pekte konuşmaya niyetim yoktu ki "İncirler dombalak vermiştir" dedi dedem.( İncirin olmadan önceki en küçük halinden bahsediyor.İncire incir dombalağı diyorlar oralarda,komik aslında )Bu hengamenin ortasında bu çetrefilli hadiselerin içinde incirin ne önemi vardı anlamamıştım tabi. "Ne inciri dede ya" dedim sadece.Konuşmadan yürümeye devam ettik.Dedemin o günlerde tek merak ettiği şey bahçesindeki bir kaç tane incir ağacının dombalak verip veremediğiydi.Üstelik takma dişleri yüzünden incir yiyemezken.Onun doğası bu dünyayı biryerlerde bırakıp,sadece yiyemediğin incirleri merak etmek.Önemsemek.Herşey bundan ibaret.Daha yeni yeni anlıyorum.Kesinlikle incirler daha önemli...

10 yorum:

asdfgh dedi ki...

bitkisel, aynı benim babaannem gibi.o nerdeyse 80 yaşına geldi ama aklı fikri kendinden başka şeylerde hala. beni çok şaşırtıyor.(15 yılı aşkındır beraber yaşamamıza rağmen) gece kapı ve ışıklar kapanmış mı diye yüz kere sorar. bir de arka odanın kapısını kapatmayınca bize çok kızıyor. çünkü orada uğraştığı birkaç saksı var ve biz kapıyı kapatmazsak onların soğuktan donacağını,yazık olacağını söylüyor. yaşlı falan deyip önemsememezlik yapmamalı. onlar eski toprak..herkesin onlardan öğrenebileceği ufak da olsa (hatta onların bile farkında olmadığı çoğu zaman) hayat felsefeleri var..

simiole paris carnet dedi ki...

sevgili dostum, isim dustu sana, ev adresin lazim bana, siir gibi oldu, bir ara mailime atsana.

:)

jelatin dedi ki...

Anneannem, evden çıkmaz. Günü evde temizlik yaparak, yemek pişirerek ve Kuran okuyarak geçirir. Ama eğer her haber sonrası hava durumunu izlemezse rahat edemez. Böyle. Anneanne evden çıkmıyorsun, niye merak ediyorsun? diyorum. Cevabı ise değişmez, "Merak ediyorum işte."

oky dedi ki...

merak etmenin doğası bu değil mi zaten.

ttku dedi ki...

:}
İncir çekirdeğini doldurmalı.

Adsız dedi ki...

benimde dedem gelirdi arada bir istanbula elimizle beslerdik.. ama kilo verip eriyip gisderdi cimlasına, ilk günle bari camiye gidiyim derdi, ama yolu şaşırınca ve 4. kata çıkamıyınca gitme artık evde kıl derdik. bari kahveye git derdik yan binamızın altıydı, ortak paydası olmayan insanlarla konuşamaz ondanda vazgecerdi.canım dedem allah rahmet eylesin.. sigara içmek için 2 saat geçmesini beklerdi onuda balkonda içerdi. keşeke daha çok zaman ayırabilseydim sana........

Adsız dedi ki...

incirler onu o yapiyorsa, biz de buhranlar icinde dolasiyorsak cogu zaman ; bizi biz yapan bir seyler bulamadigimizdandir hala...

totipoti dedi ki...

icim cok sıkıldığında, boğulacakmış gibi hissetiğimde - ki en az günde 1 defa başıma geliyor - dedenle ilgili yazıyı ve illaki üstteki yorumu okuyorum. bir süre sessizce düşünüp, sonra tekrar nefes almaya başlıyorum...

Zeynep dedi ki...

ne güzel bir şey bu, bahar gibi. hem hüzünlü hem neşeli.

bok dedi ki...

onların çok önemsediği fakat bizim gereksiz bulduğumuz şeyler var.
önemli kavramı yaşlandıkça değişip incir çekirdeğini dolduracak kadar küçülüyor belkide..